Hiç istenmediği bir ailede doğan Owen öz ailesi tarafından doğduktan hemen sonra yetimhaneye bırakılmıştır. Yetimhanede geçirdiği 9 yıl aradan sonra Martin Hale adında bir kişi tarafından evlat edinilmiştir. 

Martin Hale, motor tamircisi olan asabi ve bir o kadar da kötü ruhlu bir insandır. Kendisi sırf hayatında hiç evliliği olmadığı,kendini yalnız hissetiği için ve işlerinde kendisine yardım edecek bir insan aradığı için Owen'ı evlat edinmiştir. Owen ilkokul yılları zamanında okul çıkışlarında üvey babasının zoruyla tamirci dükkanında çalışmaya zorlanmıştır.

Yine sıradan bir çalışma gününde,üvey babası motor tamir ederken Owen merakına yenik düşüp yanlışlıkla asılı duran motor şasesini düşürmüştür. Düşen motor şasesi yamulmuş bu duruma şahit olup gören Martin sinirlenerek eline ilk gelen, içinde asit dolu olan su şişesini Owen'a doğru fırlatmıştır. Asit dolu su şişesi Owen'ın yüzüne gelir ve yaralanmasına sebep olur. Acılar içinde bağırmaya başlayan Owen hemen hastaneye kaldırılır. 
10 saat süren ameliyat sonrasında Owen'ın yüzü zar zor toparlanmıştır. Çünkü asit Owen'ın yüzünün büyük bir kısmını eritip yüz derisinin yanmasına sebep olmuştur. 1 yıllık tedavi süresince yüzünde hep sargı bezleriyle gezmiştir. Tedavisi bittikten sonra sargı bezinden kurtulmuştur ama utangaçlığının verdiği yüz saklama huyundan hiçbir zaman kurtulamamıştır.

​

LİSE YILLARI
Lise hayatı boyunca yüzündeki yaralardan dolayı sürekli dışlanan Owen hiç arkadaş,sevgili veya bir dost edinememiştir. Aşık olduğu bir kız vardır ama yüzünden duyduğu utangançlık ve öfkeden dolayı hiç bir zaman açılamamıştır. Yine sıradan bir okul günü öğle arası yemeği için okulun yemek salonuna iner, yemek yerken okulun serseri çocukları Owen'ın yanındaki masaya oturarak onunla önce kendi aralarında sonra seslice yüzündeki yaralardan bahsederek dalga geçmeye başlarlar.Bu aşağılamalara dayanamayan Owen bütün yılların verdiği öfkeyi kusarak geçirdiği sinir krizi ile bilinçsiz bir şekilde onunla dalga geçen çocukların arasına atlar. Üstüne atladığı ilk kişiyi yerde bağırarak suratından yumruklamaya başlar. Bunca zaman duyduğu öfke o kadar çok yüksektir ki yerde yatan çocuğun suratından sıçrayan kanların eline ve yüzüne bulaştığının farkında bile değildir. Gelen öğretmenleri sayesinde zor bir şekilde kontrol altına alınır. Sakinleşen Owen ne yaptığını sonradan fark eder ama iş işten geçmiştir. Yaptığı bu hatanın bir karşılığı vardır babasına haber verilir, babasının yoğun isteği üzerine okuldan atılmaz sadece 3 haftalık uzaklaştırma alır. Okuldan çıkıp babası ile beraber eve dönerken babası bir anda arabayı sağa çeker ve Owenı eve çok uzak bir yerde indirir. ''Yaptığın şeyin cezası bu kadar basit değil, eve yürüyeceksin'' diyerek onu karanlıkta sokak ortasında bırakır.

​​

​

​

​​​​Eve doğru yürümeye başlar ama hava çok kararmıştır. Korku ve çekince kendisinin bunu yapamayacağını düşünmesine yol açar. Yol kenarı üzerinde açık bir bar görür, sabaha kadar bar da bekleme kararı alır ve içeri girer. Masalara oturmaktan çekindiği için kapıda duran Owen içerde ne giydiklerine anlam veremediği üzerlerinde deri ceket,üstünde değişik yazılar olan insanlar görür.Owen'ın kapıda dikilmesinden rahatsız olan deri ceketli insanlar Owena; '' Kapıda aptal aptal dikilmekten vazgeç çocuk otur ve bira iç'' diye seslenirler. Bu zamana kadar hayatında hiç alkol içmeyen Owen adamların yanındaki tabureye oturur ve tırsak bir sesle bira ister. Deri ceketli insanlar bu sefer de bira isteyiş şeklinin yeterli olmadığını belirterek '' tırsak çocuk bir erkek gibi bira istemeyi bile öğrenememiş'' diye bağırırlar. Aşağılanmaktan rahatsız olan Owen istemsizce kısık sesli bir şekilde ''hayatımda bana bir şeyler öğretecek baba figürü var sanki amına koyayım'' der. Bunu duyan deri ceketli adamlar Owena ''biranı kap ve yanımıza gel evlat'' diye seslerinler."Bir bira açtı. Soğuk metal kutunun cızırtısı, zihnindeki uğultuya kısa bir mola verdi.Yarım bardak bira sonra ilk defa sarhoş olan Owen sarhoşluğun verdiği bilinçsizlikle bütün dertlerini oradaki insanlara onlar sormadan anlatmaya başladı. Uzun bir sohbetten sonra Owen deri ceketli insanların motorcu olduğunu öğrendi.Yaşadığı hayata üzülen ve Owen'a sahip çıkmak isteyen motorcular ona bir teklifte bulunur.Teklif ise Lise bitene kadar onu okula motorcular götürecektir. Owen bu tekliften ilk başta korkar ama sonradan yaşadığı problemlerin üstesinden gelebileceği bir araç olarak görür ve kabul eder.

​

Lise hayatı boyunca okul çıkışları hep motorcuların takıldığı yerlerde onlarla birlikte takılmaya başlar.Onlarla büyür,hayatı onlarla öğrenir,onlarla içer ve onlarla eğlenir. Artık okuldaki korkulan kişi Owen olmaya başlamıştır. Bunun verdiği özgüven Owenı hep kaba bir insan olmaya iter. Çünkü kaba bir insan olursa ve etrafına bu özelliğini sürekli gösterirse yaşayacağı problemlerden kaçabileceğini düşünür.İçindeki sonradan oluşacak motorcu kimliği yavaşça alevlenmeye başlar. Lisenin son zamanlarında motorcuların sahip olduğu küçük bir tamirhanede insanların motorlarına bakımlar yaparak para kazanmaya başlar.

​

Aylar geçer, Owen liseden mezun olur. Mezuniyet belgeisini alır almaz eve gider ve babasına göstermek ister. İçinde hep ufak da olsa babasından bir mezuniyet hediyesi olarak motor beklentisi vardır. Eve varır ve belgesini babasına gösterir,babası yüzüne bile bakmadan ''şu boktan kağıt parçasını önümden çek'' diyerek televizyonunu izlemeye devam eder. Owen bu duruma sinirlenir ve bir yandan da üzülür. Gidebileceği tek yer motorcu arkadaşlarının kulüp evidir. Motorcuların zamanında ona hediye ettiği deri ceketini giyerek kulübe doğru ilerler. Kulüp evinin önünde Owenı motorcular karşılar ve kulüp garajında duran siyah renkte,camları film kaplı aracın bagaj kapısını açmasını söylerler. Tamir edilecek başka bir motor daha olduğunu düşünen Owen van'ın arkasına doğru gider ve bagaj kapılarını açar. Van'ın içinde hep hayalini kurduğu 1978 model Harley-Davidson FXS vardır. Motoru görür görmez hediye olduğunu anlamaz ve tamir edileceğini düşünür.Arkasını dönerek motorun neresinin bozuk olduğunu sorar. Herkes ona gülerek motorun kendisine ait olduğunu söyler. Motoru heyecanla birlikte vandan indirip incelemeye başlar. Motoru çalıştırıp binmek üzereyken sırtına bir yelek konduğunu fark eder. Yeleği alıp inceler. Yelekte dikili şekilde duran PROSPECT yamasını görür. Owen motor hediyesi ile birlikte kulübe davet edildiğini anlar. Motora binip test sürüşüne çıkar.

​

​

​

​

LANETLİ AKŞAM
Gün sonuna kadar motor sürer,akşam olunca eve varır.Motorunu kapalı garaja park eder ve eve girer. Hala üvey babasının ona verdiği tepki aklındadır ve sinirlidir. Aklındaki tek şey motoru ona nasıl açıklayacağıdır.Eve girdiğinde salonda üvey babasının kucağında bir hayat kadını olduğunu görür. Fazla ses çıkarmadan odasına doğru yürür,yürürken kadın Martin'e '' bu çocuk kim'' diye soru sorar. Martin ise ''önemli bir insan değil'' diyerek cevap verir. Bunu duyan Owen'ın sinirleri daha da fazla artmaya başlar.Lisede geçirdiği sinir krizine benzer bir atak geçireceğini düşünür ve kendisni sakinleştirmeye çalışır. Odasına giren Owen, gece boyunca Martin'in kadına, kendisi hakkında yaptığı espirileri duyar. Gece boyunca aşağılamalara dayanamayan Owen'ın sonunda korktuğu şey başına gelir ve sinir krizi geçirir. Gizlice satın alıp kıyafet dolabında giysilerinin arasına sakladığı, GLOCK19 markalı tabancayı alır,salona doğru hızlı adımlarla yürür,önce koltukta babasının üstünde oturan kadını tek kurşun ile başından vurur,sonra babasının suratına silahı doğrultur, ona ''gördüğün son boktan yüz benimki olacak,keşke beni hiç evlat edinmeseydin'' diyerek babasının suratını kurşun yağmuruna tutar. Bir adet şarjörü üvey babasına boşalttıktan sonra,boş tabancanın tetiğine basmaya devam ederken kendine gelir, kadını ve üvey babasını öldürdüğünü fark eder. Öfke ve korku içinde ceketini ve silahı alıp motoruna atlayarak aklına gelen ilk yere kulüp evine kaçar. Kulüp evine vardığında,dostlarına yaptığı şeyleri anlatır. Motorcular Owen'ın artık kulüpte ve ülkede kalamayacağını, başka bir ülkeye kaçması gerektiğini söylerler. Düşünmeden bu kararı kabul eder. 2 gün boyunca Owen'ın kaçması için planlar yapılır. Bu sırada kulüp evinin gizli bir deposunda kalır. Sonrasında Owen'a ülkeden kaçabilmesi için yük gemisi ayarlanır. Yanına sadece biriktirdiği para ve ona hediye ettikleri ceketi alıp yük gemisine biner. 2 hafta süren uzun bir yolculuktan sonra;

YENİDEN DOĞUŞ VE YÜKSELDİKÇE GELEN YALNIZLIK...

Uzun bir yolculuktan sonra Yukon/Canada'ya vardığını görür. Gemiden dışarı adım atar atmaz şehrin soğukluğu damarlarına kadar işler ve bu soğuktan hep nefret edeceğini düşünür. Şehre vardığında ilk iş kendisine bir motel odası tutmak olur. Bir kaç haftasını motel odasında kaygılı bir şekilde geçirdikten sonra dışarı adım atıp, kasabayı keşfedip, kendine bir iş bulmak için dışarı çıkar. Downson City küçük bir kasaba olduğu için kendisine pek fazla uygun bir iş bulamaz. Çevrede gezerken tek farkettiği şey motorları tamir edecek bir dükkan bulamamasıdır. Zaten çevrede pek de fazla motor görememiştir. En iyi bildiği iş motor tamir etmek olduğu için, yanında getirdiği 5.000$'ı harcayarak,küçük bir dükkan kiralar. Elindeki kalan para sadece motorları tamir edebileceği malzemelere yeter. İlk 2 hafta boyunca pek fazla motor tamiri yapamaz, Elindeki son parayı motel kirasına veren Owen'ın cebinde hiç para kalmaz. Aklına şehirde motor süren insanları arayıp onlara yarı fiyatlı motor bakımı yapmayı duyuracağı bir plan gelir. Akşama kadar motor süren insanlar arar ve bulamaz. Tam ümidini kesmişken kasabanın dışında Crimson Reapers MC adlı bir kulüp görür ve kulübün önünde 10 adet Harley marka motor vardır. Aradığı fırsatın ayağına geldiğini düşünen Owen hiç düşünmeden kulüp evinin barına adım atar ve oradaki motorculara teklifini sunar. İlk başta motorcular bu tekliften haz etmeselerde, yarı fiyatlı olduğu için Owen'ın teklfini kabul ederler. Aylar boyunca motorcular Owen'ın sürekli müşterisi olmuştur. Bu sayede de motorcular ile içli dışlı olmaya başlar.

​​

​

​​​​​​

​

Yine sıradan bir akşam üstü işini bitirip bara doğru yola koyulur. Aklındaki tek şey rahatlayıp bira içmektir. Bara doğru yürürken geçtiği sokak arasından yüksek sesli bir gürültü duyar. Meraklanıp bakmak ister ve yerde yatan yaşlı bir adam görür. Direkt yerde yatan adama yardıma koşar. Yerde yatan kişinin üstünde eskilerden de tanıdık olduğu bir ceket görür. Gözüne direkt ceketteki patch çarpar ve kişinin motorcu kulübünün Presidentı olduğunu anlar. Hemen telaş içinde telefonundan ambulansı arar ve durumu bildirir. Kısa süre içinde ambulans ekibi olay yerine gelir ve kulüp başkanına ilk yardımda bulunur. Acil ilk yardımdan sonra hastaneye kaldırılan President yoğum bakıma alınır.Hastaneye president ile birlikte giden Owen hemen diğer motorculara haber verir ve bu süreçte hastanede kalmaya devam eder.
24 saat süren zorlu kalp ameliyatından sonra Mc Kulübünün başkanı Dean yoğun bakımdan özel odaya alınır. Bu süreç boyunca Owen hep hastanede kalmıştır. Eskiden huy edindiği kardeşlik duygusu onun hastaneden çıkıp gitmesine engel olmuştur. Hastane kapısında bekleyen Owen'ı Kulübün Vice Presidentı yanına çağırır. Owen'a President'ın onunla hastaneden ayrıldıktan sonra konuşmak istediğini belirtir.

​

1-2 Hafta sonra kulüp evine çağrılan Owen, Pres ile görüşür. Dean kendisine bir hayat borçlu olduğunu söylerek, Owen ile sohbet etmeye başlar.Uzun bir konuşmadan ve hayat hikayesinden sonra, motorculara çenesi düşük olduğu için Dean'a yaşadığı sorunları ve işlediği cinayeti anlatır. Dean, Owen'a yardımcı olabileceğini belirterek, istediği kadar Yukonda kalabileceğini söyler. Uzun bir konuşma ardından Dean Owen'a bunu belirtmesede, onu yıllar önce kulüpler arası savaşta kaybettiği oğlunun yerine koyar ve Owen'a kişisel olarak sahip çıkar. Aylar geçer ve Dean, Owen'a sponsor olur. Bu sponsorluk altında Owen'ı zorlu bir Prospectlik dönemi bekler. Bu dönemde Dean, Owen'a kulüp işleyişini, motorcu kültürünün doğuşunu ve motorcuların mottolarını öğretir. Owen hayatında ilk defa kendisine bir baba figürü edinmiştir. Farkına varmasada Dean'ı öz babası gibi görüp sevmeye başlar. Aradan geçen 1.5 yıllık zorlu Prospectlik döneminden sonra kulübe özel kültür ile Member olmaya hak kazanır. 

Bu süreç içinde kulübün derin işlerine girmeye başlar. Dean ilk başlarda sadece motor bakımları yapan Owenı yavaşça kulübün illegal işlerine sokar. İllegal hayatın içine çekilen Owen, 2 yıl boyunca kulübün kasabadan dışarıya sağladığı silah sevkiyatında rol oynar.
Owen, Kanada'da yaşamaya başladığından, geldiği son ana kadar hep içsel boşlukla doluydu.Kaçtığı cinayet, her an zihninde yankı yapıyor ve onu bir adım daha geriye çekiyordu. Kanada'ya zorunlu kalarak geldiğini hissediyor, içten içe bunu kabul etmese de kendini buraya ait hissetmiyordu. Yeni bir hayat kurmak istiyordu ama geçmişin gölgeleri de peşini bırakmıyordu. Dawson City, ona huzur değil, sadece kaçmak için daha fazla bir yer sağlıyordu. Her şeyin ne kadar dağınık olduğu, hayatının ne kadar yarım yamalak olduğu düşüncesi, Owen'ın içinde sürekli bir boşluk kalmasına sebep oluyordu. Owen'a sıfırdan kendi tercihleriyle başlayabileceği bir hayat lazımdı. Bu arayışını Dean'da fark etmişti. Sonuçta Owen'ın içinden geçen hisleri tahmin edebiliyordu. Onunda gençliği, Owen'dan farklı değildi.

Bir gece Dean ile sohbet eden Owen, Dean'dan bir teklif alır, Los Santos şehrinde başka chapterların olduğu, burada kendisine istediği hayatı tekrardan inşa etmesine yardımcı olabilecek insanlar tanıdığını, burada onu bir gelecek beklemediğini, sıradan bir hayat yaşamayıp, hayatında bir amaç edinmek ve iyi bir yükseliş yaşamak istiyorsa bu yolcuğunu kabul etmesini söyler. Aradığı fırsatın ayağına geldiğini gören Owen, hiç düşünmeden teklifi kabul eder. 

Yükseldikçe yalnızlaşacağının farkına varan Owen bu durumu korku ile birlikte kabullenir. Bu sefer son olacağını düşündüğü ve sıfırdan başlayacağı yeni hayatı için motoruna atlar, arkasında rüzgarı alır ve Los Santosa doğru ilerler...

 

“Geçmişim yandı, yüzümde iz kaldı. Motorumu sürüyorum, hayatımdan kaçmıyorum artık... Bu yol, benim son şansım.”